Last Updated on 4 Temmuz 2020 by Turizm Günlüğü
Yeni tip koronavirüsün turizm sektörüne etkileri devam ediyor. En az bir yıl daha sürmesi öngörülen seyahat krizine dair Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü 2020 yılında dünya genelinde turist sayısını yüzde 30 küçüleceğine dikkat çekiyor.
Tüm dünyanın mücadele ettiği Covid-19 salgını, özellikle seyahat yasaklarıyla birlikte küresel ölçekte en çok turizm sektörünü olumsuz etkiledi. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) verilerine göre 2019’da uluslararası arenada turist sayısı 1 milyar 460 milyon seviyesinde gerçekleşti. COVID-19 salgının baş gösterdiği 2020 sonunda ise turist sayısının yaklaşık %30 gerileyerek 1 milyara gerilemesi bekleniyor. Dünya genelinde bilim ve araştırma merkezleri tarafından turizm endüstrisinin geleceğine dair geliştirilen senaryolara göre de salgın kapsamında alınan tedbirlerin ve salgının neden olduğu psikolojik etkilerin, uluslararası seyahat krizini en az bir yıl daha sürdüreceği öngörüyor.
Mevcut tablo karşısında global turist sayısının 2003 SARS salgınında %0,4’lük, 2009 ekonomik krizinde ise %4’lük küçülme yaşadığını hatırlatan Deric Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Farzad Tavakkoli, COVID-19’un global turizm sektörünün son 20 yıldaki en büyük krizi olacağını söylüyor.
Uluslarası turizm 20 yıl geriye gidiyor, iç turizme yönelmek şart
Geçmiş krizlere bakıldığında Covid -19 salgının hem ekonomik hem de sosyal açıdan daha uzun soluklu etkiler bıraktığını belirten Deric Hotels Yönetim Kurulu Başkanı, uluslararası turizmde toparlanmanın zaman alacağına ve bu süreçte daha fazla kayıp yaşanmaması adına hızla yeni adımlar atılması gerektiğine dikkat çekti.
Farzad Tavakkoli, “Salgının ekonomik etkileri dünya genelinde alım gücünü düşürdü, artan endişe hali ise sosyal izolasyon sürecini pek çok kesim için güvenli liman haline getirdi. En az bir yıl daha devam etmesi beklenen bu seyrin uluslararası turizmi %30 küçülteceğini söylemek ne yazık ki mümkün. Bu noktada turizm cirosunun yaklaşık %80’ini yabancı turistlerin oluşturduğu Türkiye’de, sağlık protokollerine uygun olarak iç turizme yönelmek, salgının neden olduğu zararı en aza indirmek için şart. Önümüzdeki süreçte Kurban Bayramı ve okulların yaz tatilleri ise adım atmak için önemli fırsatlar” dedi.
Turizmin temelinde güvenlik olmalı
Turizmde başarının, ziyaretçileri güvende hissettirmekten geçtiğini ve salgın sürecinde güvenlik kavramının en çok sağlık ile yan yana geldiğini ifade eden Farzad Tavakkoli, mevcuttaki turizm krizinin doğru yönetilmesi için izlenmesi gereken adımlara değindi.
Tavakkoli, “Turizm krizleri ister ekonomiyi, ister istihdamı küçültsün, temelde turistlerin güvenliğini tehdit eden faktörler bütünü olarak tanımlanır. Güvende kalma halini daimileştirmek ise salgın gibi aniden ortaya çıkabilecek olaylarda planlı hareket edebilmeye bağlıdır. Bu kapsamda sırasıyla turizm süreçlerini belirleme, her işlem için bir başarısızlık yapı dökümü düzenlenme, tanımlanan etkinliklerin her biri için hata noktalarının tanımlama, her bir başarısızlık noktası için risk önceliklerinin sayısını hesaplama, risk önceliklerinin sayısını önceden belirlenmiş stratejilerle eşleştirme, öngörülen riskleri önceliklendirme, düzeltici programları düzenlenme ve işlem süreçini tekrardan gözden geçirme adımlarının izlenmesi önemlidir” şeklinde konuştu.