Turizm, turizm… Hangi turizm?

Oliva MICE Kurucu Ortağı Hüseyin Kurt
Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği (I-MICE) Başkanı ve Oliva MICE Kurucu Ortağı Hüseyin Kurt

Last Updated on 29 Kasım 2021 by Yaşar Çelik

Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği (I-MICE) Başkanı Hüseyin Kurt: Destek sözü aldık. Lakin, destek alamadık.

Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği (I-MICE) Başkanı Hüseyin Kurt, pandemi krizi sürecinde turizmin farklı segmentlerinin ne kadar desteklendiğine; ne kadar destek aldığına ilişkin bir yazı kaleme aldı.

Pandemi sürecinde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile iki görüşme gerçekleştirdiğini belirten Hüseyin Kurt, “Bu süreçte destek sözü aldıklarını fakat yeterli destek alamadıklarını” ifade etti.

Hüseyin Kurt, kaleme aldığı yazısının son bölümünde “Peki biz ne yapmalıyız?” sorusunu yöneltti.

İşte Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği (I-MICE) Başkanı Hüseyin Kurt’un kaleme aldığı “Turizm, turizm… Hangi turizm?” başlıklı yazısı:  

—O—

Turizm, turizm… Hangi turizm?

Teşhis doğru konmazsa tedaviye geçemeyiz.

Hatta teşhise geçmeden hasta ve hastalığın ortaya çıkması gerek. Gerek ki doktor, teşhis ve tedavi ortaya çıksın.

Ne mi demek istiyorum?

Ekranlarda, paylaşımlarda “Şimdi turizmde son rakamları almak üzere şu kişiye bağlanıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre ülkemize şu kadar turist geldi. Şu kadar gelir elde ettik. vb.” dinliyoruz; okuyoruz.

Hangi turizm rakamı? Hangi turist? Hangi turizm geliri?

Turizm binanın kendisidir… Binanın katları var.

Mesela turizm denilince ülkemizde algılanan; “deniz – kum – güneş” turizmi ve Rusya, Ukrayna, Almanya ve İngiltere pazarı…

Elbette ki bu misafirlerin başımızın üstünde yeri var.

Bu pazarların da ülke ekonomisi ve tanıtıma olan katkısı yadsınamaz.

Peki! Turizm bunlardan mı ibaret?

Turizm ve turizmdeki rakamlar denilince hangi turizmi anlayacağız?

Incoming turizmi mi? Dış turlar, kruvaziyer, kongre-toplantı-etkinlik turizmi mi? Hac – Umre seyahatleri, doğa ve macera turizmi veya kültür turizmi vb. mi?

Yerel ve şehir ekonomilere olan katkı, tanıtıma olan katkı, iş ortaklarımız, paydaşlarımızla oluşturduğumuz koca EKOSİSTEM ne olacak?

Kruvaziyer turizmi tarafında hareket neredeyse yok…

Kültür turizmi tarafında hareket oldukça kısıtlı…

Hac ve Umre seyahatleri tarafında hareket yok…

IATA çalışan acentalar daha yeni yeni kısıtlı olarak kendine gelmeye çalışıyor.

Kongre, toplantı, etkinlik turizmi çalışan bizler tarafında 16-17 aydan sonra daha yeni hareketlenme başladı. Yaraları sarmaya çalışıyoruz desek yeridir…

Yurt dışı turlar tarafında da hareket oldukça kısıtlı. Hepimizim malumu; hava sahaları, kurların durumu ortada bir de üstüne seyahat yasakları hala devam ediyor.

Gördüğünüz üzere; binanın katlarında sorun hatta sorunlar devam ediyor.

Gördüğünüz üzere teşhisi ortaya koymazsak tedaviye (yani desteklere) geçemeyiz.

Tamam; bize destek olsunlar. Bize yardım etsinler ama biz kimiz?

Peki, ne yapmak gerek? Aslında basit ama!

Önce hastalığı ortaya çıkarmak gerek sonra da teşhis ve tedaviye geçmek gerek.

TURİZM DİYE BİR ŞEY YOK. SEGMENTLER VAR.

Bunun en büyük sıkıntısını pandemi de fazlasıyla görmedik mi? Bütün algı, ülkemize gelen birkaç pazardan ve bu pazarların ülkemize bırakacağı dövizden ibaretmiş gibi bir pozisyonla karşılaşmadık mı?

Krediler yurt dışından ülkemize turist getiren birkaç tur operatörüne verilmedi mi? O kredilerle seyahat ACENTALARI ve paydaşlarıyla koca ekosistem ayakta tutulamaz mıydı? O verilen kredilere o büyük tur operatörlerinin ne kadar ihtiyacı vardı ki! veya ihtiyaçlarını görebildiler mi?

Bizler hangi destekleri aldık?

Neredeyse hiçbir şey… Pardon!

Deniz – kum – güneş mevsimi boyunca KÇÖ desteği ve bazı vergilerin ötelenmesi vb.

Yeterli miydi? Asla!

Tamam Ankara’ya kızıyoruz ama biz de kendimizi yıllar içerisinde anlatabildik mi?

“Bakan Bey (Sn. Mehmet Nuri Ersoy) bilmiyor mu?” der gibi dediğinizi duyar gibiyim.

Yok efendim bilmiyor. Veya önemsemiyor!

Sn. Bakanımızla pandemi döneminde iki defa yüz yüze görüşme gerçekleştirdik.

İlk görüşmemizde sektör olarak kim olduğumuzu, endüstriyel ve ekonomik büyüklüğümüzü, istihdama ve tanıtıma olan katkımızı, 2015 yılından itibaren aldığımız yaraları saramamış ve üzerimizdeki küfeleri taşımakta zorluk çekerken pandemi kriziyle baş başa kaldığımızı paylaştık.

Tedbir ve önlemlerle organizasyon yapabilmenin mümkün olduğunu, işi organize etmek olan sektörün bunu yapabileceğini, lakin sektörde ve iş dünyasında etkinlik ve organizasyon yapmanın yasakmış gibi bir algısının olduğunu özellikle yurt içi MICE tarafının öncelikli sözlü beyanlar, röportajlar ve sonrasında yönetmeliklerle desteklenmesi gerekliliğini arz ettik.

Destek sözü aldık.

Lakin, destek alamadık.

İkinci görüşmemizde bir önceki görüşmemizden bu yana destek alamadığımızı yineledik. NACE kodlarını çıkartmamız ve teknik ekip kurulması hususunda Sayın Bakanımız talimat verdi. 1 gün içerisinde tüm sektörün ve kırılımlarının 2019 – 2020 mükellef sayısı, matrah durumu ve yaşadığı kayıpları ortaya koymamıza rağmen yine destek alamadık ve teknik ekipte kurulmadı.

Güvenli turizm denilebildi AMA güvenli etkinlik denilemedi!

Özetle; hep bir başımıza bırakıldık.

Sayın Bakanımızın olduğu makama saygımız sonsuz. Fakat, kimseler de en azından şahsımdan olmayanı olmuş gibi göstermemi veya söylememi beklemesin.

Yalnız bırakıldık. Desteklenmedik…

Peki biz ne yapmalıyız? Aslında pandemi de bir araya gelen dernekler olarak çok güzel bir örnek sergiledik ve sergilemeye devam ediyoruz.

Lakin, önemsenmek ve destek almak istiyor hatta unutulmamak istiyorsak; kendimizi topyekûn her yerde anlatmaya devam etmeliyiz.

Ezcümle;

Sistemi değiştirmeli ve kapsamlı bir planı hayata geçirmeliyiz.

Hüseyin Kurt

Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği (I-MICE) Başkanı

Oliva MICE ve Globemeets Kurucu Ortak