Last Updated on 1 Kasım 2017 by Yaşar Çelik
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’ndeki 3. Turizm Şurası’nda, Türkiye’yi bugünlere getiren turizm politikasının artık tıkandığını belirtti. Erdoğan, “Ekonomi ve istihdama katkısıyla ülkemiz için vazgeçilmez bir sektör olan turizmde artık yükseliş dönemidir. Devletimiz tüm imkanlarıyla sektörün yanındadır, yanında olmaya da devam edecektir” dedi.
Turizm politikasında yeni vizyona, bakış açılarına, yaklaşımlara ihtiyaç bulunduğunun aşikar olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 hedefleri çerçevesinde, turizm sektörü için de çıta belirlendiğini ifade etti.
Erdoğan, 3. Turizm Şurası’nda ortaya konulacak görüşlerin, yapılacak tartışmaların, geliştirilecek önerilerin büyüyen ve güçlenen Türkiye’nin çok önemli bir unsuru olan turizm sektöründeki hedeflere ulaşmada katkı sağlaması temennisinde bulunarak, Türkiye’nin turizmde zengin arşive sahip olduğunu vurguladı.
TURİST SAYISINA PARALEL GELİR ELDE EDEMİYORUZ
Turizmi hassas bir sektör olarak nitelendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“Küresel, bölgesel ve ülkelerle ilgili tüm gelişmeler turizm sektörünü derinden etkilemektedir. Bu gerçeği Türkiye olarak biz son yıllarda çok yakından bizzat yaşamış bir ülkeyiz. Suriye ve Irak merkezli olarak bölgemizde yaşanan gelişmelerle ülkemizdeki terör eylemleri ve darbe girişimi turizmimize çok ciddi bir darbe vurmuştur. 2015’te 40 milyona yaklaşan turist sayımız geçtiğimiz yıl 25 milyona kadar gerilemiştir. Bu yılın ilk sekiz ayında 22 milyon rakamını yakalayarak, dokuz aylık rakamın da 26 milyona çıkması, bizler için ayrıca umut vesilesidir. Demek ki olumlu istikamette gelişiyoruz. Artık sektörün yaşadığı kötü dönemi geride bırakmaya başladık. Bu tablo aynı zamanda Türkiye’nin turizm alanında da kendi kendine yetebilen, aldığı yaraları tedavi edebilen, hemen ayağa kalkıp hedeflerine yürümeyi sürdürebilen güçlü bir ülke olduğuna işaret etmektedir.”
Erdoğan, turizm gelirleri konusunda katedilmesi gereken çok mesafe olduğunu belirterek, “Turizmde gelen tüm turist sayısına paralel geliri elde edemiyoruz.” diye konuştu. Bununla ilgili konunun da şurada müzakere edilmesinin önemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Turizm gelirlerimizin turist sayısındaki artışa paralel yükselmemesinde sertleşen rekabet şartlarının yanında yaşanan olumsuzlukları telafi etmek için uygulanan düşük fiyat politikasının da etkisi olduğu açıktır. İnşallah diğer alanlarda olduğu gibi turizmde de en kötüsünü artık geride bıraktık. Ekonomiye ve istihdama katkısıyla ülkemiz için vazgeçilmez bir sektör olan turizmde artık yükseliş dönemidir. Devletimiz tüm imkanlarıyla sektörün yanındadır, yanında olmaya da devam edecektir. Türkiye’nin potansiyeli öyle büyüktür ki ihracatta olduğu gibi turizmde de kaybettiğimiz pazarların katbekat büyükleri hemen bir el uzatımı mesafede bizi beklemektedir.”
TURİZMDE ARTIK YÜKSELİŞ DÖNEMİDİR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Ekonomi ve istihdama katkısıyla ülkemiz için vazgeçilmez bir sektör olan turizmde artık yükseliş dönemidir. Devletimiz tüm imkanlarıyla sektörün yanındadır, yanında olmaya da devam edecektir. Türkiye’nin potansiyeli öyle büyüktür ki ihracatta olduğu gibi turizmde de kaybettiğimiz pazarların kat be kat büyükleri hemen bir el uzatımı mesafede bizi beklemektedir. Değişen dünya ile birlikte değişen bir turizm algısı var. İnsanlar artık sadece eğlenmek hoş vakit geçirmek için bir ülkeden diğer bir ülkeye gitmiyorlar. İnsanlar artık lezzetli bir yemeği tatmak kadar o yemeğin nasıl yapıldığını da görmek, tecrübe etmek istiyorlar. İnsanlar iyi bir müzik dinlemek kadar o müziğin nasıl icra edildiğini de görmek, sanatçılarla tanışmak vakit geçirmek kendi sanat anlayışlarına yeni renkler katmak istiyorlar. Bu yüzden turizmi belirli alanlarla kısıtlamak mümkün değildir. Doğa turizmi kadar gastronomi turizmi de adı giderek daha sık anılan ve rağbet gören bir turizm çeşididir. İnanç turizmi, termal turizm, sağlık turizmi gibi yeni alanların süratle geliştiğini görüyoruz. İnsanlar artık sadece dinlenmekle, gezmekle yetinmiyor gittikleri yerlerde hayatın her alanına ulaşmak tanımak tecrübe etmek istiyorlar. İnsanlar hediyelik eşyalar kadar unutulmaz hatıralarda biriktirmeye önem veriyorlar. Bu büyük bir değişimdir. Şayet doğru şekilde değerlendirebilirsek bu yeni turizm anlayışından en karlı çıkacak ülkede biziz. Dünya da başka hangi ülkede ülkemizdeki gibi zengin bir mutfak kültürü tecrübesi elde edilebilir. Başka hangi ülkede bizdeki kadar zengin müzik çeşidiyle folklor kültürüyle karşılaşılabilir. Bizimle aşık atabilecek denizi bir başka, yaylaları, dağları ovaları bir başka hele hele insanı daha bir başka güzelliğe sahip kaç ülke bulunabilir.”
TURİZM MANİFESTOSU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’de Irak’ta Arakan’da pek çok Afrika ülkesinde yaşanan insanlık dramları karşısında duyarsız kalan dünyanın büyük bölümünün vicdanı harekete geçebilir. Bizim ülkemize gelen her misafirimize bu konuda da gösterebileceğimiz çok örneğimiz var. Kapısını çalan kişiye dinine, kökenine, rengine, dinine, kıyafetine bakmaksızın tanrı misafiri gözüyle bakan bir milletiz biz. Kapısına gelene öyle ters bakan bir millet değiliz biz. Tam aksine kapısını rahatlıkla açabilen bir milletiz. Ülkemize gelen turiste gezdiği çarşıdan, aldığı birkaç parça otantik eşya veya yediği birkaç lokmadan ziyade Türk örfünü, adetini misafirperverliğini sunduk, sunmaya da devam edeceğiz. Turistlere ülkemizin güzellikleri yanında insanımızın gönül zenginliğini, ahlaki olgunluğunu manevi derinliğini gösterdiğimizde sadece para değil, aynı zamanda dost kazanmış oluruz. Yunus Emre’nin şu mesajı bizim turizm anlayışımızın adeta manifestosudur; ‘Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz.’ Kimseye kalmayacak şu dünyada gönlünü kazandığımız insanlarla geride bıraktığımız eserlerle gök kubbede hoş bir sada bırakabiliyorsak ne mutlu bize. Bundan daha etkili bir tanıtım, pazarlama düşünemiyorum” değerlendirmesinde bulundu.
İSTANBUL’A YENİ OPERA BİNASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezinin (AKM) olduğu yeri yıkıyoruz ve oraya daha büyüğünü, çok çok farklı, çok çok modern bir mimariyle, inşallah Pazartesi günü İstanbul’da lansmanını yapacağım ve bu lansmanını yapmak suretiyle de 2019’un sonuna kadar orada biz bir opera binasını İstanbul’umuza kazandırmış olacağız.” dedi. (Kaynak: TRT Haber)