Last Updated on 15 Kasım 2022 by Yaşar Çelik
Dünya nüfusu 8 milyar kişiye ulaştı. Birleşmiş Milletler, dünya nüfusunun bugün itibarıyla 8 milyar kişiye ulaştığını açıkladı.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), dünya nüfusunun 15 Kasım itibarıyla 8 milyar kişiye ulaştığını bildirdi.
- UNFPA’nın yayımladığı rapora göre, dünyanın 2030’da 8,5 milyar, 2050’de 9,7 milyar, 2100’de 10,4 milyar nüfusa ulaşacağı tahmin ediliyor.
- Dünyada nüfus artışı hızı yavaşlarken, nüfusun 2100’e kadar artmaya devam etmesi bekleniyor.
- 1970’lerden bu yana azalan dünya nüfusundaki artış hızı, 2020’de ilk kez yüzde 1’in (yıllık) altına düştü.
- Dünyanın 7 milyardan 8 milyar nüfusa yükselmesi yaklaşık 12 yıl sürerken, bir sonraki milyara ulaşmanın yaklaşık 14,5 yıl (2037’ye kadar) sürmesi bekleniyor.
- Yüksek doğurganlık oranları dolayısıyla Sahra altı Afrika’daki nüfus artışının 2050’ye kadar küresel büyümenin yarısından fazlasını oluşturması öngörülüyor.
Güney Avrupa ve Doğu Asya’da nüfus azalıyor
- Nüfusun giderek daha fazla ülkede azalıyor olması yeni bir gerçeklik olarak ortaya çıkarken, gelecekte aktif nüfusun azalmasıyla karşı karşıya kalan ülke sayısında artış yaşanması tahmin ediliyor.
- Bugün, 1990 yılındakinden daha az nüfusa sahip 17 ülke bulunurken, bu ülkelerin hepsi Doğu Avrupa’da yer alıyor. Güney Avrupa ve Doğu Asya’da da nüfusun azaldığı bazı ülkeler bulunuyor.
- Küresel olarak nüfus azalması, düşük ve giderek azalan doğurganlık oranı ile nüfus azalmasından en çok etkilenen Avrupa ülkelerindeki yüksek göç seviyelerinden kaynaklanıyor.
Gelişen ülkelerde nüfus artışı sürüyor
- Dünya nüfusunun 7 milyardan 8 milyara kadar yükseldiği sürede nüfus artışının büyük çoğunluğu, alt-orta ve düşük gelirli ülkelerde meydana gelirken, sadece 250 milyonluk artış üst-orta ve yüksek gelirli ülkelerde gerçekleşti.
- Dünya nüfusuna eklenen bir sonraki 8 ila 9 milyar arası kişiden 920 milyonunun, alt-orta ve düşük gelirli ülkelerde yaşaması öngörülüyor.
Yeni 1 milyarı oluşturanların yarısı Asya’dan
- Bu yıl, Çin’in nüfusunun zirveye ulaşması ve ardından azalmaya başlaması bekleniyor. Hindistan’ın 2023’te, “dünyanın en kalabalık ülkesi” olarak Çin’i geride bırakacağı tahmin ediliyor.
- BM, dünya nüfusunun 7 milyardan 8 milyara çıkarken, yeni 1 milyarı oluşturanların yarısının Asya’dan olduğunu açıkladı.
- Afrika, nüfus artışının görüldüğü ikinci en büyük bölge (neredeyse 400 milyon) olurken, Afrika nüfusunun 2038’e kadar 2 milyara ulaşması bekleniyor.
- Avrupa’nın gelecek dönemde nüfus artışına katkısının negatif olacağı tahmin ediliyor.
Dünya nüfusunun 7 milyardan 8 milyara ulaşmasında Hindistan, açık ara en büyük katkıyı yapan ülke olurken (177 milyon), onu sırasıyla Çin (73 milyon) ve Nijerya (60 milyon) izledi. - Nüfus artışının genel olarak yavaşlamasının, çalışma yaşındakilerin oranının artmasına neden olduğundan ekonomik büyümeyi de etkileyebileceği bekleniyor.
- 7 milyardan 8 milyara çıkan nüfus artışının yarısından fazlası, yetişkin nüfustaki artışa (30-64) bağlanabiliyor. Buna karşılık gelecek milyarın (8’inci ve 9’uncu milyar arasında), 400 milyonundan fazlasını 65 yaş üstü bireylerin oluşturması öngörülüyor.
BM, nüfusun artmasıyla oluşan zorlukların yanında fırsatlara da değiniyor
- Bugünün (15 Kasım), insanlık için hem dönüm noktası hem de farkındalık anı olduğunu vurgulayan BM, küresel toplumun karşı karşıya olduğu zorluklar ile fırsatlara da dikkati çekiyor.
- BM, tüm ülkeleri, 8 milyarı oluşturan her bir bireyin aynı haklara ve seçimlere sahip olabileceği daha eşit bir dünya kurabilmek için birlikte çalışmaya davet ediyor.
- 8 milyarlık nüfusun arkasında bir başarı hikayesi olduğuna işaret eden BM, sağlık hizmetlerinde, yaşam kalite ve sürelerini uzatan, anne ve çocuk ölümlerinin azaltılması gibi konularda ilerlemeler kaydedildiğine değiniyor.
- BM, teknolojik yeniliklerin hayatı kolaylaştırdığını ve insanları her zamankinden daha fazla birbirine bağladığını da vurguluyor.
Temel endişeler devam ediyor
İklim değişikliği, şiddet ve ayrımcılık gibi, 11 yıl önce dünya 7 milyar nüfusa ulaştığında dile getirilen temel endişeler ve zorluklar hala sürüyor.
İklim krizi ve doğal kaynakların orantısız kullanımı, halihazırdaki eşitsizlikleri ve kırılganlıkları artırırken; silahlı çatışmalar ve göç, şiddeti ve ayrımcılığı besliyor.
Bugün dünya çapında 100 milyondan fazla kişi zorla yerinden edilmiş durumda iken, sağlık alanında yaşanan gelişmelerden tüm toplumlar eşit ölçüde yararlanamıyor.